Monday, December 21, 2009

Burçak'ın Dikkatine

Burçak bunun altındaki gönderilerimi okumuşsan zaten farketmişindir ben sadece okumadıysan diye söylüyorum,hiç iyi değilim!İyi ya da ona benzer kavramların üstüme yapıştırılmasından son derece uzakta bir yerde dönüp duruyorum öylecene.Cidden ne yaptığımı bilmiyorum.Birileri bana bir şeyler yapıp duruyor ama sesimi de çıkaramıyorum.Şimdi diyeceksin ki bunu neden buralardan doğru yazıyorsun.E şimdi emailini falan bilmiyorum ben hiçbir şey bilmiyorum.Moleküler biyoloji bilgi midir değil midir ahh çok basit,tabii ki evet!Ama hayır.Gördün mü yazarken bile kendi kendime yazmaya başladım.Artık kontrolümden çıkıyor Burçak ne yapmalıyım.Neden yapmalıyım.Nasıl yapmalıyım gibi sorular sormaktayım.Kimse bir şey söylemiyor.Kimse konuşmuyor herkes susmuş.Ağızlarını sadece yemek yemek ve zırvalamak için açıyorlar.Nerede olduğumla da ilgisi kalmadı artık evrensel varlıklar lar lar lar lar lalalala hahahha.Hayır duymuyor olmuyor sonu gelmiyor!Yaşamak neden gerçekten neden bazen merakım azalıyor.Birileri ıhhh hayır istemiyorum istesem de uzaktan izlemek bazen yetmiyor.Bağlanmak olmaz amaçlar koşul değil ki hiçkimse sosyal ilişki lüzumlu mu sence,bunu hiç konuşmuş muyduk?Onca şey konuştuk ben hiç dedim mi miimimimimi ihihihi,pardon,ama seni seviyorum diye kemale de dediğim kadar gerçek gerçekten de ama herkes ölüyor er geç.üzgünüm sen de o yoldasın beni gibi.sence önce hangimizin bedeni ölecek?bana bunları söyle lütfen ben ben bebeb eeee heheh hahaha. birisi vardı hatırlar mısın ayakkabıcı hani kekeleyerek konuşuyordu hiç söylemiş miydim otururken bir seferinde gloria jeanste hehe.be be bebbeben falan diyordu kopmuştum yatakta bile insan konuşur mu.bazen de susmak gerek evet...evet..ama hayır ben değil şimdi değil henüz değil bitmedi bitmez neden devam amaç nedir bilmiyorum ben bilmiyorum. söyle lütfen birine sor o söylesin sen bana söyle yalan olsa da umrumda değil bir yerde gerçek sadece kafamın içindeki elektrik dalgaları.ışık bile ne kadar yavaş halbuki milyarlarca yıl geçiyor ben görene kadar o yıldızları.kim bakar kim kim kikikiihihih geçmişe saplanıp kalmış tüm astronomlar.bilirsin istemiştim ben de olmayı onlardan bir tanesi bir zamanlar.ve de kamyoncularla burjuvalardır tepeden bakan ne komik değil mi mi miihihhih.ne var ötesinde ne var ne var ne var hepsi çok kolay çok çok kolay hepsini susturmak çok kolay! fazla kolay neden bu kadar zayıf! ve neden bu kadar yavaş hepsi ve ben sıkıştım gene bilmediğim yörelere! belki de olmalıydım basit görünen ama gözleri açık bir bağımlı! hahah kim biliyor ki ki hihihi çoktan öyle olmadığımı...mı...mı...

pil

Estetik olacağız derken götünü yırtanlar.

ehmmmmmmmmm pilim bitti belki de ?!?!?!?










ben de insanım ,di mi? di mi? ben de insanım di mi!?!? insanlığınız batsın püü.

nanananögögö xpxpxp xxcuzmebetchwtflolrodfl haha

canı sıkılan bir çocuk varmış çok da uzak olmayan bir günde
ne yapacağını şaşırmış
insanları birer oyuncak gibi görmeye başlamış
aslında insan insan ve gene insan demekten pek bir sıkılmış
ama bu konuda ne yapacağına dair hiçbir vizyonu yokmuş
almış eline makas ve jiletleri hepsinin yüzeyini istediği gibi oymuş
kendine kocaman kocaman kocaman bir oyun parkı kurmuş!
kumları kurbanlarının ağızından içeri boşaltırmış
gözyaşları karışıp da ayakları çamura batınca pek bir kahkaha atarmış!
HAHAHAHHAHA
BURASI NE DE OLSA BENİM BOKUMU YAPTIĞIM YER İSTEDİĞİM SİKİNDİRİK SAÇMALIKLARI YAZARIM AMCIK AAAAAAAZLILAR ÜHÜHÜHİHİHİ LÖÖÖÖL!!

canın ne demek istiyorsa ONU SÖYLE!
sonra da cehenneme kadar yolun var ,
eğer hala inanıyorsan kafana enjekte edilmiş
HAYALLERE!
ister misin
ister misin
neyimin farklı olduğunu
zorrrt
hiçbir şey!
o kadar ortalamayım ki
her şeyin o kadar ortasındayim ki
kenarlara savrulup gitmiş küçücük
minnnaaaaacııııöööökkkk
beynin
gözümdeki kıvılcımı çözmene
YETMEZ



not:bu not ben biraz kendime gelince yazılmıştır.kimse üstüne alınmasın.ben hep böyleyim,ima yok.valla.

Hayır

Hayır

Hayır sen değilsin istediğim

Hayır değildir o da bir başka arzumun resmi

Hayır vazgeçemem hiçbirinden avcumdayken kalpleri

Hayır bırakamam kendimi derinlere

Yaklaşmışken bu kadar acı vermeyen gerçeklere

Aradığım ilk andan beri günahkar bir peri

Kırık dökük aklını toplamaya bile üşenen,süzerken lekeli perdeleri

Hayır değilim hayatının anlamı

Dürüstlüğümle veriyorum kendime en derin acıları

Tadıyorum hepsinin kanını,olduğumdan bir hayli iştahlı

Yetmez asla,yetmez bana,yettiremem kendime tek bir ânı

Hayır

Hayır,diyemediğimden dolayı

Dolaşır birbirine kedi ile farenin ayağı

Kısılırlar bir kapana,duyulmaz asla feryatları

Monday, December 14, 2009

Pıhtı

O kadar komik ki
İzlemek kendini kalmazken geriye boş bir bedenden fazlası
O kadar komik ki
İzlemek bir şeylere benzeyen şekilleriyle kesikleri,ve akan kanı

Renkli bir bataklıkta bulmak kendini
Tanıdık ve bir o kadar da yabancı gelen
Rüyalarından çıkmış gibi görünen
Ama nedense sana huzursuzluk veren

Her adım attığında biraz daha hissettiğin
Dipteki tellere dolanmış etleri
Yollarını kaybedip buraya düşmüşlerdir dediğin
Her an yaklaşmakta olan kaderi

Özlerken dalgaları
Olsa da bu gerçek bir hayli şaşırtıcı
Bıkmışken karmaşadan
Bulurken kendini aydınlıktan korkarken

Ve eğilip bükülürken soğuk bir yıldızın altında
Tanrıların sana sırtlarını dönmüşken
Kalmışken herkese karşı zan altında
Bir kaçış olarak deliye dönerken çaresizlikten

Sakın aşağılara bakma
Göremeyeceğin için hiçbir şey orada
Kudurup inlerken her dakika
Pıhtılaşan bir cehennemden başka

Tuesday, December 8, 2009

:{

resmi olarak
derdimin ne olduğunu
açıklamaya karar verdim
az önce emin olduğumdan ötürü
beeeeeeeeen,
acileeeeeeeeeeeeeen,
ONA BAKTIĞIMDA HAYRANLIK DUYACAĞIM

YANINDA BULUNMAKTAN SIKILMAYACAĞIM

YOKLUĞUNDA KOKUSUNU UNUTMAYACAĞIM

HER AN ÖZLEMLE ANACAĞIM

bir ya da daha fazla birey ile etkileşime geçmek istiyorum..
tamam mı
derdim buydu işte
bu kadar basit


kimseyi özlemedim
kimseye güvenmedim
kimseden beklemedim

bunları yaşamak istiyorum
çektiğim acının daha küçük bir yüzdesinin sentetik olmasını,
iç sesimi kahkahalarımla bastırmayı bırakabilmek istiyorum
kendi boğazımı kesmeye ramak kalmışken
başımı kaldırdığımda
vazgeçmeye değecek bir şeylerin varolduğunu görmek
yaşamın anladığım kadar tesadüfi olmadığını
yanıldığım görmek,

YANILDIĞIMI GÖRMEK!

Doğduğu andan beri arkasına baktı
Gerçeği kapatan perdelerin
İstedilerse de çevirmesini başka yöne kafasını
Sinmedi köşelere olsa da yaraları ne kadar derin

Renkleri yaşadı ve
Dillendirdi en güzel şarkıları
İçinden geçtiyse bile notaları
Sundu çevresine rüya gibi dakikaları

Ne var ki farkındaydı artık
Çok geçti geri dönüp olmak için bir aptal
Tüm kelepçeler kırılmıştı artık
Bu eziyet niyeydi varken geçip gitmek,düşüşüne hayret ederken bir aptal!


Sorar Kendisine

aç değilken
doyamamak asla
nasıl bir lanettir hiç düşündünüz mü
bununla yaşamak
nasıldır...
insanı ve eti
ayırt edemediğim günden beri
sandım en başta bu bir tanrı vergisi
anladım zamanla
değilmiş...
ellerim birinin kalbine gidiyor
pek de nazik olmayan bir şekilde
terlerken birileri
dudaklarımın kuruduğunu biliyorum
her ne kadar olsalar da kıpkırmızı
gittikçe soğuduklarını hissediyorum
kapanırken göz kapaklarım
şahit olmamak için kendi sanatımın icrasına
nefesim yavaşlıyor her anla
biliyorum...
ölürken içimdeki her şey yavaşça
yok muşum gibi davranıyorum
parmaklarım uzuyor daha da
ve inceliyor elbette
tırnaklarım keskinleşiyor
dişlerim görünüyor
aklımda
asla yeterli değilken aldığım sıcaklık
aradığım yakınlarda bir vücutta
hamlemi yapıyorum
pek de çabuk olmayan
kısa sürmüyor hiçbir zaman
parçalanıyor birinin ruhu
ve kemiriyorum benliklerini her ucundan
sahip olmaktan hoşlanmayan biri
olsam dahi
hayatımın anlamı olup çıkıyor aniden
bütün bunlar anlamsız görünseler dahi
ötesine geçemiyor etik kuralları
yıkılan bir insanın parçacıkları
etkiliyor beni oldukça derinden
ya da söylüyorum bir yalan daha
etkilerken kendi kendimi
alışkın olduğum gibi yalnızken
yapmaya mahkum olduğum gibi
bıktığım gibi
sıkıldığım gibi
gene de bitiyor birisi daha
tükeniyor karşımda
yanıbaşımda
kuruyup gidiyor farketmeden
sıkışık bir ortamda
acelesi olduğunu fısıldarken zorlukla
izin vermiş görünsem de ben
istesem de kurtaramam onu hapsolduğu yerden
:
:
:
:
:
Başlamadığı gibi
Bitmeyecek de
Sonu gelmeyecek
Varsa da her şeyin bir sonu

Bulamadığı için
Başlangıç noktasını
Kaybettiği için
Hayattaki amacını

Kavuştu ölümsüzlüğe
Akıl erdirilemeyen bir düzlemde
Yokken zaman geçirecek bir oyuncağı elinde
Ne yapacağım ben bu halde diye sorar kendisine!

Tuesday, December 1, 2009

saniyede bir milyar yılı gördüm

yeni bir adım atana kadar izleyeceğim
ve izleyeceğim
en iyi yaptığım şeylerden biri nasıl olsa
belki de en iyisi
hepsinin arasında

atlamadan önce sindireceğim
güzellikleri
içimde eriteceğim
ve beni yakıp,bir ağacın kökleri gibi derinlere inmelerine
hiç ses etmeyeceğim

uyumadan önce son bir kez
göz gezdireceğim
pürüzsüz tenlerde
ve sıcak titreşimlerinde
nefes alıp veren,orada değilmişçesine

beş litre kanım ruhumu da söküp akmadan kızıl manzaranın üzerine
ilk seferiymiş gibi doyuracağım kendimi
hayranlıkla alkışlayacağım tüm sesleri
en kısığından en gürültülüsüne
hepsi bir orkestranın sözleriymişçesine

bildiğim için uzun zamandır
olmadığını hiçbir şey korkacak
üzülüyordum az zamandır
olmadığı için hiçbir şey koşacak
koşacak ve tüm gücümle sarılacak

bırakmadan hayat denen yanılsamanın eteklerini
kirli tırnaklarım tüm inatlarına rağmen
gülümseyeceğim bir kez daha
tüm varoluşun kucağına
aslında gerçek olmasa da



Soğukmuş Lan

son zamanlarda çok yorulduğumu hissediyorum
sanki parça parça dökülüyorum
ve bunu inkar etmekte inadımı sürdürüyorum
belki de bünyemin kapasitesinin ötesinde görevler yüklüyorum ona
ya da belki sadece yol yorgunluğudur,
bilemiyorum.
yediğim şeyler besleyici olsa da yemek düzenim
zarar görmüş durumda
ne zaman yediğimin farkında bile değilim
sabahları uyanmakta zorluk çekmeye başladım
akşamları ise uyuyamıyorum
belki de uyuyabiliyorumdur
ama kendimi zorluyorumdur
bilemiyorum.
burası öngördüğümden daha farklı bir şekilde soğuk
sabahları dışarı çıktığımda her yeri buz kaplamış olarak buluyorum
havadaki nem olduğu yerde donuyor
kırağı dedikleri olay bu olsa gerek
ne var ki anlatıldığı gibi şirin değil
bazen yerlerde yürümek zorlaşıyor
her yer kayganlaştığı için
çimlere bastığımda çıtırtılar duyuyorum
donmuş çimlerin kırılma sesleri...
gözlerim daha hassas hale geldi
artık güneş gözlüğü olmadan aydınlıkta duramıyorum
gözlerimi açmakta gerçekten zorluk çekiyorum
sabah ve akşam saatleri arasındaki sıcaklık farkı çok fazla
derslerimin geç saatte bittiği günler
odama dönerken üşümekten kaçmak için
sabahları kaşınmayı göze almak zorundayım.
sebze ucuz ama et oldukça pahalı
dilediğim kadar et yemeği yiyemiyorum
özellikle de kırmızı et,
bir aydan uzun zamandır hiç tüketmedim.
drama çalışmalarım sıhhiye'deki bir tiyatro salonuna kaydırıldığından
artık ders çıkışlarında oraya gitmem gerekiyor
bir buçuk saat erken çıkmalıymışız
görüşüne göre istanbuldaki hayat tarzımdan firarım pek de uzun sürmedi eh
ironik...
belki de ben diğer insanların aksine hayatımı ani ve büyük felaketlerle değil de,
sürekli ve en kötü ihtimalle can sıkıcı olan problemlerle yaşıyorumdur
bir takas olarak
çok da şikayetçi olmamalıyım belki de
bilemiyorum.


Can'dan itirafları okudunuz. İyi geceler yaşayan organizmalar.

Zalimler

Bunlar bunlar bunlar böyle
Yaşarlarken kendi hallerinde
İster ister isterlerken
Bir yudum da olsa kaybettikleri saniyelerden

Dilerken dönmeyi kendi çevrelerinde
Değil ama,hatıralarındaki günlere
Bilerken orakları kanlı ellerinde
Sırıtırlar sinsice,kaçıp gidebilenlere

Seyrederler arkalarından
Zalimce bir kikirdemenin eşliğinde
Boğazları kesikse de hiç hırıldamadan
Salınırlar her an ihanetin eşiğinde

Çekemezken izlemeyi
Fırsat bulmuşken özgürce uçup gidenleri
İsterler cenneti yerle bir etmeyi
Dirilirken nefretlerinden,yeniden,gelmeyecek son seferi