Monday, June 13, 2011

Gergin Vajinalar:9

Fatma'nın Günlüğüne Yazmaya Utandığı Rüyası

Karanlık
Vücutlar var
Her yerde
Ama ben neredeyim bilmiyorum
Aralarında gibi
Ama ezilmiyorum
Üstlerinde gibi görsem de her şeyi
İçlerinde hissediyorum
Herkes birbirine dokunuyor
Öpüşüyor
Her şey karanlık
Ama ciltler nasıl bu kadar aydınlık
Kumlar var
Sıcak kumlar
Deniz
Gri
Sıcak
Yağmur yapıyor
Üşümüyorum
Dalgalar yüksekler ve ben de
Salınıyorum onlarla
Kıyıya çıktığımı hatırlamıyorum
Elini uzatıyor birisi
Ama uzakta
Sorun değil diyorum
Gülüyor
Göz kırpıyor
Beni seviyormuş gibi bakıyor
Gülümsemesi donuyor zamanla
Tek gördüğüm gülüşü
Ve görmüyorum yüzünü
Arkasını dönüp uzaklaşıyor
Yanında olmak istiyorum
Bir odadayım
Bakışıyoruz
Artık daha yakında
Dokunuyoruz birbirimize
Hissetmesem de görüyorum
Görmediğim zaman ise her yerimde elleri
Sarılıyoruz ve her şey çok güzel
Ne kadar pürüzsüz
Her şey ne kadar zevkli
Ne kadar mutlu
Ama orada değil gibi kimse
Sadece gülüşler var
Olmadan çeneler ve dudaklar
Olmadan ifadeler ve bakışlar
Ve bilinen şeyler

Gergin Vajinalar:8

Fatma'nın Günlüğü

Bu sene geçen yazdan daha sıcak geçecek gibi.Dün gece bizimkileri mercimeği fırına verirken gördüm.Tek kelimeyle iğrençlerdi.Neyse ki geçen seferki gibi değildi. O yaşta bir kızın bence öyle şeyler görmemesi gerekir bence. Ailem en düşünceli çiftler arasında yer almıyor. Ama gene de... herneyse.
Dün gece uzunca mutfakta oturdum. Dolunay çok güzeldi! Neden öyle turuncu görünüyor acaba.Aklım iyice allak bullak oldu.Ne düşündüğümü bile bilmiyorum. Hep bir şeyler var. Görüntüler konuşmalar fikirler.. Okuldan nefret ediyorum. Bütün o süslü kızlar ve kendini beğenmiş tavırları. Umarım hepsi teker teker tecavüze uğrarlar. Peki ya o namuslu geçinip de göt verenlere ne demeli????? Bekareti bozulmayacak diye boklarını tutamayacaklar. Off geçen gün otobüste dayayan adamı hatırladım şimdi. O ve benzeri heriflerin hepsinin çüklerini keseceksin aslında. Bak o zaman cesaret ediyorlar mı daha fazla..Yemekten iyice zevk almamaya başladım. Sadece ölmemek için yiyorum. Annem de diyet yaptığımı sanıyor. Salak karı. Kendini çok güzel sanki de benimle dalga geçti senelerce göbeğim var diye. Ne yapayım. Ünlüler gibi diyet programım olamaz ya. Hem karnım acıkıyordu hep. Yedikçe daha fazla yemek istiyordum. Öyle olmak daha mı iyiydi acaba.. O kadar çok sıkıldım ki herkesten. Salak kardeşimden,okuldakilerden,sokaktakilerden. Nereye gitmeli ne yapmalı mutlu olmak için. Ders çalışmak da istemiyorum. Son gördüğüm rüyamı yazmaya bile utanıyorum,üzgünüm!
Okula gitmem gerek. Sonra yazarım

Gergin Vajinalar:7

Fatma Fatma Fatma.
O içimizden birisi.
Kadın ya da erkek olması ya da ne olduğunu bilmemesi hiçbir şeyi değiştirmiyor.

Gururla sunarım;

Gergin Vajinalar Bölüm 7

Fatma ailesiyle yaşadığı sorunlardan ciddi zararlar görmeye başlamıştı son zamanlarda.Psikolojik destabilizasyona uğradığını farkedememesi oldukça öngörülebilir bir sonuçtu. Sabah kahvaltısını yaparken ağlayacak gibi oluyor. Dersleri dinlerken gözleri doluyordu. İçinde bir özlem vardı ama adını koymakta hayli zorlanıyordu. Bu hissin özlem olduğunu bile bilmiyordu hatta. Televizyon izlemek iyice sıkıcı bir hal almıştı. Islak kaslı erkek vücutlarını gördükçe karşısındakinin cam ve gaz olduğunun daha da farkına varıyordu. Gözleri bu gibi gerçeklere açıldıkça günler içerisinde kendini daha da kırılgan,daha bir kadın hissediyordu. Artık bir şeylerin değişmesi gerektiği sezgisi içini kemiriyordu.
Bir gece annesi ve babasının sevişme seslerini duydu. Tabii artık o hayvanca harıldamalar sevgiyle uzaktan yakından alakalı sayılabileceklerse...Dayanamayıp kapıdan baktığında babasının ancak yazları Bodrum'a gittiklerinde gördüğü kıllı ve yağlı cüssesinin bir tulum gibi annesini boğduğunu ,ezdiğini gördü. Annesi adeta kırılacak gibi duruyordu,sessiz ve teslimiyet içinde. Annesinin hala hayatta olduğunun tek gösterkesi babasının ıslak öpüşlerinden kaçınmak için başını çevirme çabalarıydı.
Yaklaşık on dakika onları izlemiş olmasına rağmen içinde ne annesine karşı bir sempati ne de babasının hayvani ve naziklikten uzak gidip gelmelerine bir öfke duymuştu. Sessizce arkasını dönüp mutfağa gitti ve turuncu dolunayı izledi.Mahalleyi oluşturan yüzlerce yokuşun en uzunlarından birinin sonunda oturdukları için manzara güzel olmasa da görecek alan çoktu.Pencerelerin dibinden akan siyah çizkiler ile damarlanmış gri apartman duvarlarına baktı.Çürümüş camgüzellerine ve soğaka atılmış sunta mobilyalara.Bu obje ve desenlerdeki boşverilmişliği gördü.Sebebini bilemediği o duygular geri geldi bir anda.Parlak bulutlar dolunayın önünden geçerken duvar fayanslarında son kez gördü o turuncu ışığı.

''Hiç değilse'' dedi,''benim umrumda''.