Sunday, September 12, 2010

hayat bazen güzel
bazen daha güzel
bazen hiç de güzel demeye
varmaz dilim

sadece müzik dinlemek isterim
bir tek o dokunulabilir gelir
bir tek o dokunulmaz değildir
şakacı değildir
ama
ciddi de değildir

lol

yoo bir şey içmedim
ya da çekmedim
solunum yollarıma
:D
yani böyle işte...
2 gün sonra randevum var :)

Friday, September 10, 2010

Geldim Gördüm Beğendim :D

evet
artık derin bir nefes alabilirim
çünkü çıktım kendi ruhumun yüzeyine
kendimden nefret ettim sevdiğim kadar
sıkıldım bencillikten bile
kendimden ve
bu gözlerle gördüğüm her şeyden
iğrendim ve
terketmek istedim arkama bakmadan
gidecek yeni bir yer
vamış gibi
varolmuş gibi binlerce yıldır
bir kez bile
kurtarmış gibi boğulan bir aklı
erdirmiş gibi huzura
silinmeden yeryüzünden

anladım ve korktum
karıştırdım bazen
bazen de anlayamadım
inanmadım en azından
o hataya da düşmedim
yetmezmiş gibi
uğruna aklımı sıyırdıklarım

uzun zamandır yaşıyorum evet
dünya dönsün istediği hızda
ya da ufacık yıldızlar
evet belki bir enerji titreşiminden ibaretim
belki okyanusta bir damla bile değilim
ama farkındayım
hepsinin
ben de bir farkım
bütünü kadar en azından
kendime acıyamayacağım
bilirken her düşüncem ulaşıyor
daha uzak bir yere
galaksinin sınırlarından

olmamaya çalışmaya gerek yok
buradayım ve bundan memnunum
neredeyse kusursuz bu bedenin içinde

gülebilirim endişeler olmadan
onu kaybetmekten korkmadan
dişlerim dökülse de
ya da kanarken dadaklarım
gülebilirim canım yansa da
sanma ki ancak böyle
yerinde duracağından,
sadece
şikayetçi olmayacağımdan


-hepinizi seviyorum depresyonum bitmiştir ya da eninde sonunda bitme yoluna girmiştir,an itibariyle olmasa da,bundan bir 30 dakika önce :)

Wednesday, September 8, 2010

Parça Pinçik,Zaten O Da Ayrılıyor

Sadece müzik gerçek gibi geliyor.
Ki ondan da şüpheliyim.
Ama umrumda da değil.
Gerçekten kopuyormuşum gibi geliyor bazen
Uzaklaşıyormuşum gibi
Bir bakıyorum gene buradayım,demeyeceğim
Çünkü parça parça ayrılıyorum biliyorum
Duygular gidiyor
İstekler
Algılarım da hoşçakal diyecek gibiler yakında...
Hayal ediyorum
Konuşmuyorum
Ne kadar az şey yaparsam o kadar az şey bıracağım sanırım
Bu yabancı gezegende
Her şeyi anlamak o kadar kolay ki
Farkındalık nasıl bir işkencedir
Böyle bir potansiyel...
Harcanıyor.

Bazıları

Bazıları da özlemez
Arkasına bakmak için dönmez
Yolunu şaşırmaz
Yoksa da bir yol ortada

Müim olan görmektir der
Nereye gittiğini değil ama
Nasıl gittiğini bilmektir
Yaramasa da bir boka

...gelmedim ama gidiyorum


Hep

Hissetmiyor çünkü
Sinirleri kesilmiş
Yıpranmış
Ve üzerinde oynanmış

Hali yok başkasına bakacak
Kendi başını dik tutamazken
Kalbini taşıyacak yer yok kollarında
Doluyken acil çıkış planlarıyla

Sırıtmaya yüzü yok
Beklenti içindeki suratlara
Neden diye sorduğu da yok
Yokken gücü ağlamaya

Sadece izlemek istiyor
Ama neyi kendi de bilmiyor
Arandıkça batıyor daha da derine
Gizli dilekleri kayboluyor gözünün önünde

Herkes koşarken başlangıç peşinde
Bir şeyler de bitsin diyor
Kendi kendine ve
Bir kere daha iç çekiyor

Yorgunum

Uzun bir zamandır itiraf etmesem de derin bir depresyonda olduğumu düşünüyorum. Ve kanıtlarım var. Bir insanın yaşamaktan çok ölmeyi düşünmeye başladığı zaman içinden gençtiği değişimlere oldukça aşinayım. En ufak prblemde boğazını kesmeyi düşündüğünde konuşmanın bile ne kadar zor göründüğünün farkındayım. Kendime değer vermezken neden başkalarından beklediğim sorusuna ise bir yanıtım var artık: Başkalarına değer veriyorum. Değer vermenin ne kadar önemli olduğunu bildiğimden. Artık tüm sevgim boşa akıyor olsa da,yolun imgeleştirilmesinin geleceğe olan özlemi beslediğini hatırlıyorum. Hızlı düşünebilmek en uzak anlamıyla bir hediye değil,tam bir lanet. Dakikaları sayarken günler,yıllar nasıl geçecek... Sıkıntıdan kaçış için ne acılar çekeceğim,ve acılardan kaçmak için ne kadar sıkılmayı göze alacağım tekrar,ve tekrar... Bütün hırsım ve çalışmalarımın sonucu beni nereye götürecek? Hayatta kalmanın tek yolu hayatı unutmaksa,unutmamak için verilen bunca çaba neden ? Hatırlamak istemeyeceğin bir hayatı yaşamak neden?