Tuesday, August 25, 2009

Yabanice Bir Gülüşle

Geçip gittiğinden her şey gibi
Geçmişin de her bir yanından
Farketmez gerçekten de
Nasıl baktığı arkandan
Sıkılırken şimdi
Bıkacağından korksan da geleceğinden
O kadar da kolay değildir
Umursamamak kendini bile
Unutacağından kendini bile
En geç kendin de geçince
Kalınca birilerine ait geçmişte
Bakamazsın da geleceğe
Düşünmeye gerek yok gördüğün üzere
Üzülmeye gerek yok belli ki göremediğin üzere
Bilmekten kaçma
Çünkü bilsen de bir anlıktır
Silmekten korkma
Yapışıp kalsa da pek kararsızdır
Tazikli bir affedişle
Her şeyi temizleyebilirsin
Nazikçe bir jestle
En derin önyargıları eritebilirsin
Elinin hoş bir hareketiyle
Milyonları kendine aşık edebilirsin
Ya da köklerini kazıyabilirsin
Basar gibi kırmızı düğmelere
Koşar gibi at kılından tellerde
Evreni doldurabilirsin
Benliğinle
Sadece kendin için
Sadece istediğin için
Sadece sen böyle sevdiğin için
Bencilce ve
Yabanice
Bir gülüşle
Rüzgara kapılıp giden balonlarının ardından bakar gibi
Bakarlarken sana
İzleyebilirsin
Küçük insanları
Bir tanrı olursun
Ve dünya da sana özel bir oyun parkı


(Kendime geldim Burçak -biliyorum ki :D - gördüğün üzere :D)

Saturday, August 22, 2009

Buymuş

Titreyecek gibi oluyorum bazen
Başımdayken birileri
Ve bir başımayken ben de
Artık parlak şeylere bakamazken

Devrilecek gibi oluyorum bazen
Yıkacak gibi köyleri
Tek seferde yığılırken yeşil çimlere
Pek de uzun olmayan boyuma rağmen

Eriyecek gibi oluyorum bazen
Dokunurken ruhuma yabancıların soğuk elleri
Dönüyorum buzdan bir heykele
Kalbim ilk kezmişçesine atarken

...

Salarken ipleri
Beni hayata bağlayan
Bakarken geri
Beni hayattan koparan

Bir bıçak gibi geçen
Bitmeyen bu rüyamın içinden
Bir kaçak gibi gizlenen
Bitmeyen bu mecburiyetlerimden

Daha vazgeçmemiştim
Henüz koyvermemiştim
Akıl da edememiştim
Henüz düşünememiştim

Kaçıp gitmeyi bizleri de yanıma alıp
Unutmayı bütün sizleri
Onları
Ve bir türlü nesli tükenmeyen
O'nu...

Kendimden mi geçmiştim
Yoksa sadece fazla mı içmiştim
Su sanıp yutkunduğum bu zaman kumundan
Bir türlü kurtulamadığım,çok fazla umduğumdan

Sandım ki yaralarımı saracak
İnce belinden akarken altından benliği
Kandım ki öylesine çabucak
Bitince sonsuz görünen iyi niyeti

Göremedim ki bağrımı açacak
Kendince savurduğu jiletleri
İnanmadım ki beni kalbimden vuracak
Kesince saçımdan bir tutam perçemi

Buymuş halbuki
Tüm gereken öldürmek için beni
Duymamış belli ki
Sadece sevmek için geldiğimi






Wednesday, August 19, 2009

Hep Benden Geçer

Çöldeki bir kum tanesi nedir ki
Savrulup giderken sayısız yoldaşlarıyla güçlü bir fırtınada
O yoldaşları ki her biri kırarlar bir ötekini
Mahvolup giderken sayısız çarpışmalarla en zayıf rüzgarda

Okyanustaki bir su damlası nedir ki
Zıplayıp dururken sonsuza dek ulaşmak için Ay'a
Çöker derinlere bir kez daha,parçalarken kendini
Kalır gözden ırakta,unutulur gider binlerce yıl daha

Kumsalda bir çakıl tanesi nedir ki
Olur bazen yüzlercesi,sonsuzluk gelen bir anda kocaman bir kaya
Örterken henüz çürümemiş cesetleri
Çekilir ıslak gecelere,onun aşkı daima geri gelir ne de olsa

Çölde bir kum tanesi nedir ki?
Fırtınada bir kum tanesi nedir ki?

Sunday, August 9, 2009

Burada Olmayan Burada Kalamaz

Hiç değildin ki burada
Kalmak istedin ama burada
Nedendi ki bu inadın?
Hiç tükenmedi mi sabrın?

Sayısız şikayetlerimi işitirken
Ve acıdan nefesin kesilirken
Farketmedin mi zaten yoktun
Hiç görmedin mi,bu oda kadar bomboştun

Hepler tükenmişken yalanlarında
Akıllar alınmşken kırmızı şâşâlarla
Nedendi ki bu inadın
Kurtayamacağını bildiğin soluk varlığına bu bağlılığın

Yenikken kollarımda
Kanarken yaraların da
Barizdi çoktan kaybettiğin
Kalmamıştı üçkağıt denemediğin

Çekiştirirken sen mermerden yakalarımdan
Kazınmıştı gözlerine kaderin,pek bir acınası olan
Yalnızdın,ve gerçekten bir yalan
Yalnızdın,ve gerçekten bir yalan

Kalmak isterdin burada
Hiç olmadan burada
Yanımda olmadan bir an dahi
Kalbime uğramadan bir kez dahi




Monday, August 3, 2009

Bence Prosedürü Geçmeliyiz

Neden burada olduğumuzu biliyorsun
İtiraf etmesen de benim istediğimi istiyorsun
Neden orada dikildiğini bilmiyorum
İtiraf etmesem de buna dayanamıyorum

Bileğinin bir dönüşü kadar yakınken sana
Biliyorsun ki sadece bahane üretiyorsun
Nefesinin bir esişi kadar yakınken sana
Nafile ama,kendine hakim olmaya çalışıyorsun

Beklemek ne sana ne de bana yaramış
İteklemek ise fazla sert bir manzara için bu kadar güzel
Kekelemek boşuna,bilirken şiirler bu kadar güzel
Gizlenmek ise eski moda,görürken yüzünü yüzümde,kızarmış

Sana sarılırken unutacaksın nereye gittiğini
Sana karışırken sarhoş olacaksın
Koymadan ıslanan dudaklarına bir damla bile zehiri
Donup kalamadan bu karmaşanın hızından,kendini salacaksın

Her yer kaynarken duramam fokurdamadan
Bakışların içime dolarken duramam kıvranmadan
Yer yer taşarken duramam davranmadan
Kalp atışların dünyamı sarsarken duramam belini kavramadan

Buradayım
Ve buradasın
Oyalanmayalım
Yarım kalmasın

Bu denli doluyken boşuna beklememeliyiz
Kibirli görünürken kendimize inananmamalıyız
Sinirli dururken kazara sakinleşmemeliyiz
Bence prosedürü geçmeliyiz