Saturday, June 13, 2009

Kopuk Yörüngeler

Ne istersen yap dedi
Hayatını yaşa dedi
Ne istediğimi biliyordum
Ama yanılıyordum
Bu değildi rüyalarım
Bu değildi hayallerim
İhtiyacım olan değildi arzularım
Yalnız değilim derken
Yalan söyleyen hep benken
İlk defa değildi,yanılıyordum

Kumsalların arasında kuruyan bir vahaydı
Bir zamanlar okyanus olan iradem
Saçlardan kayan titrek parmaklardı
'Aslında'larla başlayan her bahanem
Tutunamayan dallarıydı
Bakımsız bir sarmaşığın,eğilip bükülen

Ne kadardı kendini salmak
Yaşamın sınırından salınmak
Daha mı güzeldi aşağıdaki sonsuzluk
Karanlık suları mı andırıyordu o boşluk
Hiç hatırlamadığın
Hiç affetmediğin
Kendin'inki gibi
Külleri havada asılı kalmış kapkara bir
Kalp...
Kırılmışsa da parçaları savrulmaya mahkum
Kopuk ve
Uzaklarda
Hiç huzur bulamayacak
Bir avuç ıslak toprakta

Beklemedim Ama

Zamanlar ince olduğundan
Göremezdin bazen,takılıp düşerken
Dökülürdü incilerin boynundan
Başlardın aramaya
Unutuverirdin ama neyi aradığını çok geçmeden

Bir zamanlar,diyecek gibi bakardın
Susardın daha başlamadan
Belki de anlam karmaşasından
Dururdu aklın,bekler gibi bir şeyleri
İçindeki uzaklara bakardın

Nefes alacak gibi kalkardın ayağa
Sıvıdanmış gibi küçük taburenin oralar
Dudakların hala yarı batıkmış gibi karanlığa
Yudumlardın korkakça birkaç damla hava

Gene dalardın ama
'Anlaşmıştık' diye seslenmeme rağmen ardından
Geriye bakmazdın ama
Baktıysam da renksiz bir güneşe,dalgalardan yansıyan
Beklemedim ama
Bu da sözümüz kadar anlamsız olduğundan