Wednesday, September 23, 2009

Gözü Kapalı

Sen durağanken
Ama buna rağmen her şey değişirken
Kendine asla izin veremezken
Gözlerini kapa bir anlığına
Renkleri hatırla
Özellikle de kırmızıyı
Çünkü göremezsin onu karanlıkta
Ve orada,mavileri ara
Çünkü göremezsin onu yeraltında
Bu seferlik yeni bir şeyler dene
Sıkılmadın mı külleri koklamaktan sen de ?
Tutunacak bir dalın bile yokken
Her daim tutuşmaktan yorulmadın mı sen de?
Balıkları düşün gökyüzünde
Senin gibi sıkılmışlar belli ki kendilerine verilen yerlerinde
Basitçe,tatmin olmamışlardır belki de
Her kuyruk darbeleriyle ayrı bir fırtına koparırken
İzlerler çatırdayan ve elektriklenen renkleri gökyüzünde
Anlarlar mı sence ?
Ne büyük bir güzelliktir bu kendi içinde
Ne var ki sadece kendi içinde
Tıpkı senin gibi,kendisi için ve kendince
Kapalıyken gözleri evren
İzler yansımasını bencilce
Göstermeden ruhunu izleyenlere
Mükemmelliğinin sırrını bile vermezce
Yetiniriz zevkten kıpırdaşan kirpiklerine kilitlenmekle biz de
Belki de dalga geçerken hepimizle...
Derken 'zavallılar!' büyük bir ironi içinde
Daha açamazken gözlerini,
İzlemekten alıkoyamazken sadece ama sadece kendisini
Bükülürken her anla biraz daha
Unuttuğu merkezine doğru,yarı kör olsa da
Bulacağına inanırken yolunu
Bilmezken henüz,sonsuzdan beri yanılıyor olduğunu
Üstüne bir de,artık bomboş olduğunu...

Sunday, September 13, 2009

Hiçkimseydin

Yanıma oturmak ister misin ?
Uzun bir yoldan gelmesen de biraz dinlenmek?
Belki biraz şefkat,
Ve yanında biraz da bağışlama?

Korkma,çünkü tekbaşınasın
Burada sana zarar verebilecek hiçkimse yok
Hiçkimse
Seni umursayacak hiçkimse

Aah,ama endişelisin
Hayır bunun için suçlu arama
Sadece sensin
Kendini kovalayan

Ama bir türlü yakalayamayan
Parçalanmış ve kaygan
Kim yardım edecek şimdi bu zavallıya?
Kendini toplayamayan

Pek unutkan
Pek de bir kırılgan
Oldukça salgırgan
Ama gene de ayakta duramayan

Bu zavallıya kim yardım edecek?
Var mı artıran?
Sürünürken yerleri yalayan,
Bu zavallıya bir el verecek olan?

Kötü bir çocuktun
Her zaman huysuzdun
Küstahtın ve kudurmuştun
Merak dediğin bu zalimliğinle
Herkese kan kusturmuştun
Üstüme akan gülümsemenle
Yüzümü buruşturmuştun

Hiç sevilmediğin için
Hiç sevmedin
Hiç beğenilmediğin için
Hiç beğenmedin
Hiç denemediğin için
Hep denendin
Hiç dinlemediğin için
Hep sessizdin
Hep tepkisizdin
Hep hiçkimseydin

Ben

Ben
Ben
Ben
Demekten
Bıkmışken...
Sen
Göremezken
Başka şeylere
Bakamazken
Bakışlarını
Kendinden
Alamazken
Kendinden
Kopamazken
Donarken
Gözlerinden
Kaçarken
Çarpık bir gülümsemen
Beklemezken
Karşılık,ve sormazken
Ben
İçinden geçerken
Birden
Hiçten
Fazlası değilken
Hiçken
Kendini bana bırakırken
Sen
Sallanırken
Ben
Parlayan yıldızları izlerken
Aklımdan aşağıya sarkarken
Sen
Vazgeçemezken
Gerçekten de çok geçken
Zaten
Güneş kızgınken
Korkularkım baterken
İkimize birden
Gene de sönerken
Ayla beraber geldiği yere dönerken...