Tuesday, September 2, 2014

Ben can.Uzun süredir bir şeyler yazmıyordum. Aslında bu yazdıklarıma şeyler olarak baktığım söylemez. Bana iyi geleceğini düşündüğüm için yazıyorum su anda. içimde kaldıgında zarar gördüğümü hissediyorum cünkü. Birçok neden ile hayata küskünüm. İnsanlara anlatmaktansa yazmak daha iyi geliyor. Çünkü başkalarının kafasını şişirmek istemiyorum dogrusu. Bunun ötesinde insanlarla konusmaktan keyif aldıgım söylenemez. Özellikle de ciddi konuları. Başımdan geçen olan ve düşünceleri bir insana anlatmak istemiyorum. İnsanlar pek uyuzlar. Hiçbir şey için sevgi yok içinde. Hiçbir şeyden haz almıyorum. İyi hissetmem tamamen kullanmakta oldugum SSRI grubu ilaçlara bağlı. Diğer adıyla anti-depressanlar. Psikologa gidiyorum. Geçmişten beri peşimi bırakmayan bir takım sorunların sebebeplerini öğrendiğim doğru. Ne var ki bu hayattan şu anda bıkmış olmama neden olan şeyleri çözmüyor. Bir günü daha geçirmek istemiyorum. Doğaya gidip aptal bir kerpiç evde yaşamak istemiyorum. Köylülere özenmiyorum. Hippileri samimiyetsiz ya da aptal buluyorum. Annemden cok sıkıldım. Bana bir şekilde destek olmaya calısan kimsenin bunu gerçekten benim için yaptığımı düşünmüyorum. Her zaman egosu yüksek biri oldum. Başkalarını ya da kendim dısında hiçbir şeyi beğenmeyen biri. Ne var ki bu begenmeme durumu sebepsiz değildi. Evrenden tiksiniyorum. Kendimden de tiksindiğim zamanlar oldu elbette. Ne var ki kendim dısındaki şeyler yüzünden bu halde olduğumu düşünüyorum. Kişinin kendini muhafaza etme güdüsü vardır .Ama bende bu güdü belli ki doğru çalışmıyor. Daima kendimi oradan oraya atıp parçalandım, ufalandım. Yokolmakta olduğumu zannetmiyorum. Öyle olsa su ankinden daha huzurlu olurdum eminim. Belki de kansere falan yakalanmalıyım. İntihar etmeyi çok düşündüm. Bunu neden yapmadım ? Nedenini kesin olarak bilmiyorum. Ama evrendeki her sey gibi bunun da bir nedeni vardır eminim. Bu nedeni buldugumda belki hayatıma devam edebilirim. Benim için zaman her zaman cok yavas geçti. Bunun nedeninin ise kafamın hızlı calısması oldugunu düşünüyorum. Bu elbette sadece bir teori. Ama her teori gibi doğru olma ihtimali de var. Ki ben baya bir bunun doğru oldugunu düşünüyorum. Her seyi cok cabuk algılayıp kavradığım için belki de genç yaşta sıkıldım. Nasıl sıkılırsın kocaman bir dünya var keşvedecek şeyler var diyebilirsiniz. Ama gerçekten hiçbiri umrumda değil. Bütün dünyayı gezsem bir şey bulacağımı dfüşünmüyorum. Gene aptal suni hayatımızın gereklilikleri ile karşılaşacağım. Örneğin çalışmak zorunda olacağım. Çalışmak zorunda olmasam da gün içinde bir rutini tekrarlamaktan kaçmak imkansız. Hayatında hiçbir sorun olmayan insanların da yasamaktan sıkıldıkları herkes tarafından bilinir. Herkes bilmese de bunun bir önemi yok cünkü ben biliyorum. Bilgiğim bir şeyi de unutamam herhalde. Birtakım kişiler düşüncelerimi kontrol edebileceğimi iddia ediyorlar ama bana sorarsanız bu tam bir hayalden ibaret. İçimdeki bütün pisliği dışarı kusmak istiyorum. Öyle bir kusmak ki zehirli ve beş bin derece. Hem yakıyor hem hasta ediyor. Her yere bulasıp bütün evreni beraberinde hiçliğe dönüştürüyor. Bu düşüncelerden kurtuldugumu sanıyordum ama belli ki kendimi kandırmışım. Her şeyden tiksiniyorum. neden yasadığımı bilmiyorum. yaşamak için ne sebebim olduğunu bilmiyorum. bir sebebim yoksa neden yaşadığımı bilmiyorum. bu soru beni delirtiyor. yaşamak için acilen bir neden bulamazsam daha fazla debelenmeyeceğim.

Saturday, April 12, 2014

Dağ'ın Rüyası

O yeşil bir ejderha Ben de siyah bir kayayım Ben onun kanatlarına tutkunum O ise bende gördüğü yansımasına Doğası gereği alevler içinde daima Ama duramam bir santim daha uzakta Şeklim değişir ve akarım soğuk sulara O ise uçmaya devam eder düşünmeden yaptı mı diye bir hata

Wednesday, April 9, 2014

Çarşamba Akşamı

Uzun bir aradan beri yazmamıştım. Ama şimdi yazmak istedim çünkü içimdekileri yazdıgım zaman daha iyi hissedeceğimi ve kendimi daha iyi anlayabileceğimi düşünüyorum. Aşık oldum. Atakan adında bir çocuk. En başta her şey seks olarak baslamıstı ama sonra benim için işler değişti. Onu izledikçe, dinledikçe gözüme daha güzel görünmeye basladı vs. Şimdi uzun uzun bu maceradan bahsetmeyeceğim. Sonuç olarak arkadaş kalmaya karar verdik. Ben bunu basarabilecek miyim bilmiyorum. Bu akşam ona dısarı cıkıp bir şeyler içmeyi teklif ettim. Arkadaşımdayım dedi ama büyük ihtimalle kolisinde. Bu doğru ya da yanlış olabilir ama ihtimali bile benim sinirimi bozuyor. Örneğin geçen gün de bölümünden bir çocugu gördü ve sikmek istediğim çocugu gördüm dedi. Sikmek istediği çocuk sadece ben olmak isterdim. Ama değilim. Beni beğendiğini biliyorum. İlişkimize friends with benefits mantıgıyla devam edebilirdik. Ama ona sadece hayvansal bir güdüyle değil aşkla dokunuyor olacaktım. Ve sadece benim için eziyet olacaktı. Ben de bunu istemedim. Mantıgımla da, duygularımla da düşündüğüm zaman sağlıklı bir karar verdiğimi biliyorum. Ne var ki insanın sevişmekten bu kadar keyif aldığı birini görmeye devam edip (yani hayatta olması bile yeter) ona dokunamaması,onun nefesinin nemini , sıcaklığını hatta iğrenç gelebilir ama kokusunu bile hissedememesi kolay değilmiş. Sarhoş olduğumda ayaklarımı onun ayaklarına değdirmeye calısırken buldum kendimi. Sonra, artık sarılırken daha sıkı sarılıyorum ama öpmeye cekiniyorum. Ne boktan iştir bu. Eskiden seks yaptıgım insanlara kesinlikle sarkmazdım. Seksten sonra onları düşünmezdim. Seks de yapmıyorduk gerçi sadece sevişiyorduk. Okula gitmiyor olmam yardımcı olmuyor. Bütün gün evde oturup acayip derecede sıkılıyorum. Onunla ilgili saplantım san sıkıntısından da olabilir. Ama sebebi ne olursa olsun güçlü bir şeyler hissediyorum ve bunu görmezden gelmek,onunla savaşmak kolay değil. Savaşmayıp benimsemeyi deniyorum o zaman da içimde bir şeyler kırılıyor. Bongum da kırıldı. Yıllardır istediğim bir şeydi ve sadece iki gün kullanabildim. İçime su serpen yegane şey ise onu bir kere de olsa atakanla denemiş olmaktı. Sıkıcı bir kız arkadaşı da vardı ama sorun değil. Zengim cocukları genelde sıkıcı oluyor. Atakanın da ailesinin durumunun gayet yerinde oldugundan eminim. Sonucta babası pilotmuş. Ama şu cimri insanlardanlar belli ki. Annemle konuştum. Bütün bu olayları da onunla konuşmuştum. Annem kesinlikle bilge bir insan. Hayatta oldugu sürece ona danışabileceğimi ve doğru yanıtları alabileceğimden eminim. Bu bana güven veriyor. İnsanlar bana her zaman kendine güvenen her işin altından kalkabilen biri oldugumu söyler. Son zamanlarda pek öyle hissetmiyorum. Ama belki de öyle hissetmesem bile öyle davranmam gerekiyordur. Nitekim bu yazıyı yazarken içimde garip bir şeyler doğdu. Kızlarla görüşmeye karar verdim. Erkeklerden sıkıldım mı bilmiyorum. Belki de sıkılmışımdır. Zaten biseksüel olacağımı tahmin ediyordum birgün. Ama o günün bugün olması ayrıca şaşırtıcı. Yarın görüşmek için bir kızı ayarladım. Güzele benziyor. Beril gibi biraz havası. Klas kızları hep beğenmişimdir zaten.

Thursday, August 16, 2012

Ek ik

Güzellik yetmediğinde Ararsın karanlıkta unuttugun dokunusları Parmakların hissetmese de Kalmıştır aklında birkaç damlası Hızla giderken ışıkların aldında Göremeyebilirsin buharlaşan gölgeni Ne var gerek yoktur korkmana Geri dönecektir sana yüzsüz hüzünleri Beton catlayacak ve dibinden görünecek eski yüzler Binlerce zamanda bakışmaktan tülenmişler Düşüp kırılmışlar Ve eksilmişler bazen

Monday, December 19, 2011

Boşa Kürek

Nasıl düşünmeyebilirim?
Ciğerlerim yeşil bir gazla dolu,
Belki de altın sarısı ama gözlerim hep yukarı bakıyor
Ancak ıslaklığını hissediyorum öksürünce dişlerimi boyayan kanın

Parmaklarımsa çalıntı gibiler
Özenip de dönüşemediğim yaşlı bir insandan
Kırılıp geri dikilmiş ama hala yırtık pırtık
Duramazken ayakta neden bu koşmaya çalışmak








Neden bu kayalarda kıyılmak?
hiçbir şey okumak,öğrenmek istemiyorum. sadece varolmaya devam etmek ve güzel bir şeyler görmek benim için yeterli.
dinlemek tatmşn edici çoğu zaman. kimsenin en iyi arkadaşı olmama gerek yok.
sormak ise eskidi fazlasıyla,yılanlar daima kendilerini yiyor.
bir de benim bütün bu ziyafete şahit olmam neden önemli?

Tuesday, September 6, 2011

zıt

donuk zamanın içinde dolaştım
küller parlak ayakkabılarım yaladı boydan boya
yanan hayallerindi küller
hiç olmamalışlarındı
keşkelerindi küller

adımlar ağırlaştı
ne kadar hafiflemişse de adım
terlemeye başladım
dökülmeden kirpiklerimdeki buzlar
yanmaya başladım

anılar anlar içinde yakaladı
kordan parmakları etime işlerken
evimi düşündüm sadece
kemiklerime ulaştığındaysa
ilk kez uyanıyordum tertemiz yatağımda