Saturday, January 22, 2011

Gergin Vajinalar:4

Hastahanenin bekleme odası kötü kokuyordu.Ama nedense bir rahatlama çökmüştü üzerine Fatma'nın.Bunun nedeni Gonca karısının en sonunda sustuğuna sevinmesi miydi yoksa havadaki morfinin neredeyse içinde yüzülecek kıvamda mı olması emin değildi. Her iki türlü de suçluluk duyuyordu. Ne var ki yaşadığı anlamsız sevincin sebebini deşmeden edemiyordu. ''Kapı açıldı,doktor geliyo!'' Annesi ayağa kalktı ve dün Fatma'yı dövdüğü terliklerini şaklatarak doktora yöneldi.''İyi mi doktor bey,biz anlamadık noldu valla,nesi varmış?'' diye sordu. ''Kalp krizi.Kolestrolü o kadar yüksek ki bu zaman kadar nasıl böyle bir şey olmamış anlayamadık.'' ''İt gibi yerse olacağı o zaten'' diye içinden geçirdi Fatma. ''E ne zaman taburcu olacak?'' ''Şu anda durumu belirsiz,biz ailesine haber veririz.''
Eve dönerken sallanan otobüsün içinde,Fatma,huzur bulmuştu.Harika hissetmiyordu ama o içindeki sıkıntı durulmuş gibiydi.Nemli pencerelerden dışarı bakarken arkasında duran adamın bir süredir ona sürtmekte olduğunu farketti.Toplu taşıma araçlarındaki tacize o kadar alışmıştı ki artık umursamıyordu.Adamlar bazen çok inatçı çıktığında hareket edecek alan varsa yerini değiştirirdi.Ne var ki bugün herkesin otobüse bineceği tutmuştu herhalde. İçerisi sıkış tıkıştı ve leş gibi bok ve ter kokuyordu. Nefes almanın imkansızlığı da cabasıydı. Adam Fatma'nın kalçalarına iyice bastırdı kendisini. Erekte olmuştu. Farma buna da alışıktı. Ama bu kadar büyüğüne hiç rastlamamıştı. ''Donunda bir odunla dolaşıyor olmalı'' diye düşündü. O anda aklına Ulaş geldi,neden hep uygunsuz anlarda onu hatırlıyordu.Bakışları canlandı gözünde,anlayış dolu,ama gerçekliği belirsiz.Derin ama hala iki gözün ötesinde değil. Bir süredir terliyordu zaten,şimdi nefes almakta güçlük çekiyordu. Atkısını çıkardı ve boynu açıkta kalınca biraz rahatladı. Derken adamın nefesini hissetti ensesinde. Sarmısak ve ne olduğunu çıkaramadığı bir şeyler kokuyordu. Burnu ağır kokulardan yorulmamış olsaydı iğrenebilirdi. Sabretmeye çalışırken sıkışık trafikte ıvır zıvır satmaya çalışan çıplak ayaklı çocuklara takıldı gözü. Ayak. Adamın penisi artık iyice bastırıyordu ve Fatma istemsiz olarak tepki veriyor olmaktan endişelendi. Uzaklaşmaya çalıştı ama gidecek bir yer yoktu. Otobüs yokuşu çıkarken antika sayılacak motorlar aracı titretiyordu. Bununla beraber arkasındaki odunu da. Darbeler devam ettikçe rahatsızlıkla beraber başka bir his yükseldi içinde. Nefret ettiği kadar istediğini sanar gibi oldu bir an. Sonra aniden kopup gitti,nefret edilen istenebilir mi diye düşündü. Kendisi için oldukça zor olan bu soruya bir yanıt bulamadan bacak arasında bir ıslaklık hissetti. Tanımadığı bir dokunuş kavradı vücudunu içeriden. Arkasında bir sıcaklık,adamın nefesi son kez üzerine esti ve saçlarını havalandırdı. ''İnecek var!'' Kapılar açıldı ve apar topar dışarı attı kendini. Kafası karışmış,saçı başı dağılmıştı.''Ben çekiştirmesen kıpırdayacağın yok,nereye daldın kız,Gonca'ya mı üzülüyon? Merak etme odun gibi karıdır o hiçbir şey olmaz'' ''He- Evet Gonca teyzeyi düşünüyordum...'' Otobüsün egzozundan öksürdü ve kaldırımdaki kırıkları ilk kez farketti.

No comments:

Post a Comment