Çıkmaz ya her şeye rağmen,ruhunu kazısan da sakatlanmış beyninden
Bıkmaz da kimseye rağmen,etseler de her türlü hakareti ona en kötüsünden
Terketmez ya seni buna rağmen,gücenmez utanç duysa da ihanetinden
Çoktan yitip gitmişken sen kendini içine attığın bu aynalı labirentlerden
Yoktan varolmuşçasına dolanır kendini boğazladığın bu kanlı çakıllardan geçerken
Dolunaya kemer atmışçasına şahlanan dalgalar bu cinayetin kanıtlarını derinlere çekerken
Oynaya oynaya süzülür paslı bir çapanın zincirinden aşağı,dökülen bir gemi sığdan seyrederken
Üfler melteme tutunan bir öpücük,izlerken geriye kalanları senden
Kırmızı yanakları soğuktan ya da üzüntüden titriyormuş gibi görünürken
Küfler sararken saçındaki çiçekleri,belirsiz bir nedenden hepsi bir bir çürürken
Farkedersin işte o anda,olmadığını ufkun düz bir çizgi ve eridiğini yıldızların sen yürürken
Açılır bin bir kapı her yanında,kucaklar gibi seni esnerler,sen hala nerede olduğunu anlamamışken
Seslenirler uzaklardan,duyarsın ama yanıbaşında tanıdık sesler,sen daha mantık yürütmemişken
Uzun bir adım atarsın,ilkmiş gibi bir coşkuyla ve gururla,vaziyeti hala hesaplamamışken
Dalarsın sana güzel gözükenlerden birinin içinden,hissederken memnun ilk defa,hiç düşünmeden
No comments:
Post a Comment