Thursday, March 4, 2010

Bulutlar

Bir kumaş parçası
Bir şeker paketi
Ve bir de toplu iğneden oluşuyordu
Seni anlatan kütüphane rafım

Kumaş,
Gecenin karanlığında bile seçilebilen
Kırmızı böğürtlenlerin arasında sevişirken
Dieknlerine taktığın gömleğinden...

Şeker paketi,
Meyveleri sevdiğimi duyduğun ilk günden
Bana özel edindiğin lolipopun çevresine sarılırken
Dişlerimle yırtıp söktüğüm şekerinden...

Toplu iğne,
Kendi doğumgünümü bana hatırlatmak için
Küçük mantar panoma iliştirdiğin,hani dökülen
Kırışık pembe kağıdın üzerinden

...

Dikenler çok fazlaydı
Düşününce dolaşan kanımız ne kadarcıktı
Savunmasızdı kendi arzusuyla
Karışmak için bir başkasıyla

Kuralsızdı ve
Dolayısıyla ışıktan hızlı akıyordu
Göremiyordun haliyle
Ama biliyordun gittiğini uzaklara

Göremediğin kadar uzaklara
Yuvarlak olmasaydı bile dünya
Hayal edemediğin kadar soyutlara
Yetişebilseydin bile rüyalarına

Çekildiğini hissettin iplerin
Zincirlerin
Dikenler dolanmış zincirlerin
Omurganın merkezinden

Çekildiğini hissettin derinlere
Zorladıkça kökleri çekmeye
Yeryüzüne
Onları çıplak bırakan güneşe

Başın kilitlendi gökyüzüne
Değildiyse de bu senin isteğin
Büyüdü gözbebeklerin
Kesildi nefesin

Tek bir kelime çınladı aklında
Söyleyemeden sen daha
Kayboldun bir fırtınada
Sesin de karışıp gitti gri bulutlara


No comments:

Post a Comment