Kamaşırken gözleri doğan güneşin ışıklarıyla,gece daha yeni başlıyordu
Kırmızı otların arasında yükseldi bir orkestra gibi sayısız canlının şarkısı
Dinlemeyi severdi olmasa da ölümlülerin sahip olduğu türen kulakları
Rüzgarın yalamasıyla çıplak vücudunu,kıkırdadı kısık bir sesle
Ne var ki karşılık buldu coşkusu ve dalgalandı renkler dört bir yanında
Gözyaşları dökülüyordu ama üzgün değildi,unutmuştu artık hissetmeyi
'Tek bildiğim' diye başlayacakken söze sorardı kendisine,ne biliyorsun ki diye
Dert etmezdi boşlukları gene de,olduğu için onlar da bütünün bir parçası
Barışıktı kendisiyle,yaktılarsa da iç organlarını,affetmişti bütün şeytanları
Büyülenirdi hatta ne zaman görse o parlak boynuzlarını
Kutlardı ve dile getirirdi hepsine minnettarlığını
Koşmak istemezdi kaçıracağından kendine aşık bu manzarayı
Güzelliği akıp heba olacağından ruhundaki çatlaklardan,acele etmezdi
Tekbaşınaydı ama yalnız değildi,onu asla terketmeyen kendileriyle başbaşaydı
Sıkıldıysa da bir zamanlar artık anlamıştı ki onlar da sorgulama nedenleri arasındaydı
O kadar güçsüzdü ki fırtınalar içinden esip geçerdi,asla yere eğilmezdi
Düşse de yıldırımlar aklındaki yıldızlara uzandığı ellerine,vazgeçmezdi
Kendini yakanların arasından geçerken soluduğu paslı hava bile
Sonsuza dek sürecekmiş gibi duran gülümsemesini kıramazdı
Savrulduysa da yüzüne jiletler,başını çevirmedi geriye
Aklını gagaladıysa da en sapkın hayaller,dönmedi bir deliye
İnattan değildi,sadece,sadece demediği içindi
Burada olmasa bile,buralı olduğu içindi
No comments:
Post a Comment